Kategori: Dini Bilgiler

Dini bilgiler hakkında yazılar, sorular-cevaplar, makaleler..

Yarın Kandil mi 2022 ? 2022 Dini Günler Nelerdir?

Yarın Kandil mi 2022 ? 2022 Dini Günler Nelerdir?

 

Yarın Kandil mi 2022 sorusu internet kullanıcıları tarafından sık sık sorulmaktadır. T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından paylaşılan 2022 dini günler takvimine göre; Dini günler, Kandil günleri, Ramazan ayı ve Bayram tarihleri belli oldu. Tövbe etme, günahlardan vazgeçme ve temizlenme, ilahi af ve rahmete ulaşma imkanı sunan bu mübarek günleri ve geceleri ibadet yaparak sevabının büyük olduğu Müslümanlar tarafından bilinmektedir.

 

 

Yarın Kandil mi

 

2022 Kandil Günleri?

2022 Kandil günlerini sizler için bir araya getirip listeledik.

2022 Yılı Üç Aylar Ne zaman Başlıyor?

2022 yılında üç aylar 2 şubat 2022 tarihinde başlamaktadır.

2022 yılında Regaib Kandili ne zaman?

Regaib kandili 03 ŞUBAT 2022 PERŞEMBE​ günü kutlanacak.

2022 yılında Miraç Kandili ne zaman? ( Yarın Kandil mi )

Diyanet İşleri Başkanlığının açıkladığı 2022 dini günler takvime göre 2022 yılında Miraç Kandili Pazar gününe denk geliyor. 27 Şubat 2022 Pazar Günü

Berat Kandili 2022 yılında ne zaman? ( Yarın Kandil mi )

2022 yılında Beraat Kandili 17 MART 2022 Perşembe günü eda edilecektir.

2022 Yılı Kadir Gecesi hangi tarihte? ( Yarın Kandil mi )

İslam dünyasının en özel ve kutsal gecelerinden biri olan Kadir Gecesi 2022 yıılında 27 Nisan 2022 Çarşamba günüdür. İnanarak ve mükâfatını Allah’tan bekleyerek Kadir Gecesi’ni ihyâ edenlerin geçmiş günahlarının affedileceği müjdelenmiştir (Buhârî, “Fazlu leyleti’l-?adr”, 1; Müslim, “?alâtü’l-müsâfirîn”, 175-176). Ramazanın son on gününe girildiğinde Hz. Peygamber dünyevî işlerden uzaklaşıp i’tikâfa çekilir, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği gibi ailesini de uyanık tutardı. (Buhari, Müslim, Tirmizi )

Mevlid Kandili 2022’de hangi gün?


Mevlid Kandili 2022 yılında  7 EKİM 2022 Cuma gününe denk gelmektedir.

 

KANDİL GÜNLERİNDE YAPILACAK İBADETLER NELERDİR?

  • Namaz Kılmak: Müslümanlar için en önemli ibadetlerden biri olan namaz, kandil günleri içinde çok faziletlidir. Vakit namazları haricinde kaza namazı ve nafile namazlar kılınabilir.
  • Oruç tutmak: Oruç nafile olarak kandil günlerinde de tutulmaktadır.
  • Kur’an-ı Kerim okumak: Yüce Yaratıcımız Allah (c.c.) sözü yüce kitabımız Kuran-ı Kerimi okumak faziletli bir ibadettir.
  • Tövbe İstiğfar: Allah’tan günahların affını her zaman istemek önemlidir ancak, mübarek gün ve geceler de tövbe etmekte gerekmektedir.
  • Selat-ü Selam okumak, Salavat getirmek, Akraba ve komşu ziyaret etmek, Sadaka vermek, Dargın kişileri barıştırmak, Tefekkür etmek, Kabir ziyareti yapmak

Şafii Kunut Duası | Okunuşu | Meali | Arapça ve Türkçe

Şafii Kunut Duası | Okunuşu | Meali | Arapça ve Türkçe

Şafii Kunut Duası ezberlemek, okumak ve anlamına bakmak için yazımızı okuyabilirsiniz. Yüce yaratıcımızın Âl-i İmrân Suresi 19. Ayetinde buyurduğu gibi Allah Katında Tek Din İslamdır. Müslüman kişiler için en önemli ibadetlerden birisi namazdır. Kunut Duaları ise yatsı namazından sonra kılınan vitir namazının son rekatında okunmaktadır. Kunut Dualarının ilki ‘’ Allahümme inna nesteinüke’’ ile başlar. Kunut dualarının ikincisi ise ‘’ Allâhümme iyyake na’büdü” ile başlar. İmam-ı A’zam’a göre Vitir namazında tekbir ( kunut duasından önceki tekbiri ) almak vaciptir. Kunut Duaları 1-2 Arapça Türkçe okunuşu ve meali için yazımızın devamını okuyabilirsiniz.

 

Vitir namazının son rekatında rükuya gitmeden önce tekbir alınır ve Kunut Duaları okunur, Vitir namazı yatsı namazının sonra gecenin her hangi bir bölümünde imsak vaktine kadar kılınabilen 3 rekatlık vacip bri namazdır. Müslüman kişiler vitir namazını kılarken diğer sure ve duaları olduğu gibi kunut dualarını da ezbere bilmesi lazımdır. Kunut Duaları iki tanedir. Kunut Dualarının ilki ‘’ Allahümme inna nesteinüke’’ ile başlar. Kunut dualarının ikincisi ise ‘’ Allâhümme iyyake na’büdü” ile başlar. Kunut duaları Arapça ve Türkçe okunuşu, Türkçe anlamı, meali için detaylı bir yazı hazırladık sizlere. Yazımızın devamında kunut dualarını okumaya başlayabilirsiniz.

 

Kunut Duası 1 Arapça Okunuşu

Allâhümme innâ nesteînüke
ve nestağfirüke ve nestehdîke.
Ve nü’minü bike ve netûbü ileyke.
Ve netevekkelü aleyke
ve nüsnî aleykel-hayra küllehû neşkürüke
ve lâ nekfürük
ve nahleu ve netrükü men yefcürük.

Şafii Kunut Duası

Kunut Duası 1 Türkçe Anlamı ve Meali

Allahım! Sen’den yardım isteriz, günahlarımızı
bağışlamanı isteriz, razı olduğun şeylere hidayet etmeni
isteriz. Sana inanırız, Sana tövbe ederiz. Sana güveniriz.
Bize verdiğin bütün nimetleri bilerek, Sen’i hayır ile överiz.
Sana şükrederiz. Hiçbir nimetini inkâr etmez ve onları
başkasından bilmeyiz. Nimetlerini inkâr eden ve Sana karşı geleni bırakırız.

Kunut 2 Duası Arapça Okunuşu

Allâhümme iyyâke na’büdü
ve leke nüsallî ve nescüdü
ve ileyke nes’â ve nahfidü
nercû rahmeteke
ve nahşâ azâbeke
inne azâbeke bilküffâri mülhıg.

Şafii Kunut Duası

Kunut 2 Duası Türkçe Anlamı ve Meali

Allah’ım ! Biz yalnız Sana kulluk ederiz.
Namazı yalnız Sen’in için kılarız, ancak Sana secde ederiz.
Yalnız Sana koşar ve Sana yaklaştıracak şeyleri kazanmaya
çalışırız. Rahmetinin devamını ve çoğalmasını dileriz.
Azabından korkarız, şüphesiz Sen’in azabın kâfirlere ve inançsızlara ulaşır.

 

 

Sözlükte Allah’a ihlâsla kulluk etmek, namaz ve duayı uzatmak, sükût etmek, dua etmek, ibadet kastıyla ayakta durmak gibi anlamlara gelen kunût, dinî bir kavram olarak, namazda rükûdan önce veya sonra ayakta dua etmeyi ifade eder. Kur’ân-ı Kerim’de kunût sözlük anlamında ibadet etmek, boyun eğmek (Rûm, 30/26; Ahzâb, 33/120; Zümer, 39/9), ibadet maksadıyla ayakta durmak (Âl-i İmrân, 3/43), sükût etmek (Bakara, 2/238) manalarında kullanılmıştır. Hanefîlere göre, vitir namazının üçüncü rekatında kunût yapmak vaciptir. İmam-ı Azam’a göre kunûtta tekbir almak ve kunût dualarını (Allahümme innâ neste’înuke ve Allahümme iyyâke na’büdü dualarını) okumak vaciptir. Ancak İmam Muhammed ve Ebû Yûsuf ’a göre ise, tekbir almak vacip, kunût dualarını okumak ise sünnettir. Bu duayı okuyamayan kimse “Rabbenâ âtinâ” duasını okur veya üç defa “Allahümmeğfirlî” der. Namazda kunûtu unutan kişi, namazın sonunda sehiv secdesi yapar.

Kunut Dualarını Bilmeyenler Ne Yapar?

Hanefi mezhebine göre, vitir namazının 3. rekatında kunut yapmak vaciptir. Kunutta tekbir alınır ve kunut duaları olarak bilinen “Allahümme innâ neste’înuke” ve “Allahümme iyyâke na’büdü” duaları okunur (İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, III, 245; Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, I, 249; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, II, 442). Bu duaları bilmeyen kimse ezberlemeye gayret etmesi gerekir; fakat duaları ezber edene kadar “Rabbenâ âtinâ” duasını okur ya da üç defa “Allahümmeğfir lî” demekle namazını eda eder.

Şâfiî ve Mâliki mezhebine göre ise, sabah namazının ikinci rekatında, rükûdan sonra kunut yapılır. Sabah namazında kunut yapmak Şâfii mezhebine göre sünnet, Mâliki mezhebine göre ise müstehaptır. Şâfii ya da Mâliki mezhebine mensup imamın arkasında sabah namazı kılan Hanefi bir kimse, dilerse kunut duasına katılır, dilerse sessizce bekler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 32,33).

Vitir Namazı Nedir?

Vitir namazının dayanağı Hz. Muhammed’in (s.A.S.) sözleri ve uygulamalarıdır. Peygamber efendimiz (s.A.S.), “ Vitir namazı, her Müslüman kişinin üzerine bir vazifedir. ” (Ebû Dâvûd, Vitir, 2; Nesâî, Kıyamu’l-leyl, 40) buyurmuştur ve gecenin son namazının, tek sayılı rekâtlarla ( vitr ) olmasını öneri ve teşvik etmiştir. (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 148)

Vitir namazının Hz. Peygamberin (s.A.S.) sünnetiyle kesin olduğu konusunda fıkhi mezhepler arasında ihtilaf yoktur, ancak; hükmü, rekat sayısı, kılınma biçimi ve kunut dualarıyla alakalı bazı görüş ayrılıkları mevcuttur. Bu ayrılıkların esas nedeni, konu hakkında rivayetlerin farklı yorumlanmasından sebeptir. Hanefî mezhebine göre vitir namazı, Hz. Peygamber devamlı kıldığı ve zanni olmakla beraber kesin ifadeler taşıyan bir delille emredildiği için “vacip” kabul edilmiştir (Kâsânî, Bedâî’, I, 270; İbn Nüceym, el-Bahr, II, 40). Şafii mezhebi ve diğer mezheplere göre ise vitir namazı “sünnet” namazlardandır (İbn Kudâme, el-Muğnî, II, 591-595).

 

Cuma Namazı Kaç Rekat, Cuma Namazı Kılınışı, Cuma Namazı Tarifi

 

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları | Yazılı Cuma Mesajı | Ayetli Cuma Mesajı | Hadisli Cuma Mesajı

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları ve en yeni cuma mesajları için yazımızı okuyunuz.

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları ve En yeni Resimli Cuma Mesajları yazımızı sizler için itinayla bir araya getirdiğimiz bu sayfayı huzurlarınıza sunarız. İslam Âlemi için çok büyük bir öneme sahip ve en hayırlı günü olan Mübarek Cuma gününde Müslümanlar birbirlerini anlamlı ve güzel Cuma mesajları atarak tebrik ediyor, dostlukları pekiştiriyor, sevgisini ve saygısını arttırıyor.

Sizler için itinayla bir araya getirdiğimiz resimli, yazılı, en yeni ve kısa Cuma Mesajları içerisinden beğendiğiniz mesajları seçerek ister SMS ile, Whatsapp ya da Facebook veya İnstagram’dan dostlarınıza, arkadaşlarınıza, akrabalarınıza iletebilirsiniz.

Cuma Günleri tüm İslam Dünyası ve Müslümanlar için büyük öneme sahip. Cuma Günü geldiğinde yurttaşlar ve bütün müslümanlar birbirine duruma göre resimli, yazılı Cuma Mesajları göndererek iyi niyetlerini bildiriyor.

Sizler için hazırladığımız resimli ve kısa pek çok anlamlı Cuma Mesajları arasından beğendiğinizi anne babanıza, kardeşlerinize, dostlarınıza, akrabalarınıza, arkadaşlarınıza, ailenize gönderebilirsiniz.

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Ey iman Edenler Allah’ı çokça zikredin. (Ahzab Suresi – 41) Hayırlı cumalar

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Hayırlı Cumalar

Allah’ım rızkımıza bolluk, kalbimize ferahlık, ömrümüze bereket ver! Amin. Cumanız mübarek olsun…

Gönüller dua da birleşince , Cumalar güzelleşir.

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

“Ben, beni seven ümmetimi almadan cennete girmem” diyen Sevgilinin (S.A.V.) ümmeti olmanın hakkını verebilmek duası ile. Hayırlı Cumalar dilerim. (Resimli Cuma Mesajları)

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Allah’ım! Geçmiş ve gelecek, gizli ve açık bütün günahlarımı bağışla! Benim ilâhım sensin. Senden başka ilâh yoktur. (Buhari, Tevhid 35)

Ya Rab, kusurumuzu affet. Bizi kendine kul kabul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Amin! Hayırlı Cumalar.

Güzellikler içinizi aydınlatsın, yüzünüzden ve yüreğinizden tebessüm eksilmesin. Rabbim, sevdiği kullarından eylesin. Sizleri, ve tabi ki bizleri. Hayırlı Cumalar dilerim.

Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar; Yurda ay yıldızının ışığı yeter. Hayırlı Cumalar.

Güzellikler Şükrettikçe çoğalır, Bolcu şükredin. Hayırlı Cumalar.

Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?

Kış biter yaz gelir, Dert biter mutluluk gelir,

Yeter ki kalbin temiz, Umudun Allah olsun

Bir bakmışsın ki, sıkıntı gider huzur gelir.

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Üzerine güneş doğan en hayırlı gün Cuma günüdür. Hayırlı Cumalar.

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah’ın fazlını isteyip-arayın ve Allah’ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz. (Cuma Suresi – 10)

Hayırlı Cumalar Resimli Cuma Mesajları

Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah’ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. (Cuma Suresi – 9) (Resimli Cuma Mesajları yeni)

 

YAZILI CUMA MESAJLARI

AYETLİ CUMA MESAJLARI

HADİSLİ CUMA MESAJLARI

Borsa Haram mı ? Borsadan Hisse Alınıp Satılabilir mi?

İnternette kullanıcıları sık sık Borsa Haram mı veya Borsa Caiz Mi sorusunu internette aratmaktadır. Bazı durumlar için merak edilen caiz mi suali, günlük yaşamda en çok borsa, katılım bankası ve altın hesabı için merak ediliyor. Peki, caiz ne demek? Caiz değildir ne demek? Caiz olmayan şeyler arasında borsa, katılım bankası, altın hesabı ve kasko yer alıyor mu? Borsa Haram mı Diyanet bu konu da ne diyor sizler için yazımızda belirttik.

borsa haram mı

Borsada kâr ya da zarar etme riski vardır. Borsada yatırım yaparken, esas itibariyle İslam’a ters ve haram statüsü kapsayan bir iş yapıyorsa onun borsadaki kıymeti de ona göre haramdır. Mesela alkol üretiyorsa siz o anapara hareketi içerisinde olamazsınız. Ama diyelim ki kumaş ve tekstil ürünleri üretiyorsa, bunun içinde olmak dinen haram değildir. Borsa Haram Mı

Günümüzde iktisadi ilişkilerin artıp sermaye piyasasının ehemmiyet kazanmasıyla pay senetleri sermaye piyasasının en ehemmiyetli aktörü haline gelmiştir, bir ortaklık evrakı olarak değil de bağımsız bir mal olarak alınıp satılmaya başlanmıştır.

Bu anlamda günümüzde borsanın esasını oluşturan hisse senedi alış ve satışına iki değişik açıdan bakmak gerekiyor;

  1. Üretilmesi, alınıp satılması ve ticarî hizmeti caiz olan bir sektör ile meşgul bulunan işletmenin hisse senedini alarak ona ortak olmak kuşkusuz caizdir. Alan kişi veya kurum hissesini aldığı işletmenin malvarlığına payı nispetinde ortak olur, kâr ve zararına katılır, dilediği zaman da payını başkasına satabilir. Ülkemizde buna örnek verilebilecek şirketlerin rakamı da bir hayli fazladır.
  2. Ait olduğu iktisadî bedelden bağımsız değer kazanıp kaybeden bir pay bonosunu eldeki parayı değerlendirmek, kıymetini gözetmek, iniş çıkışları takip ederek para kazanmak kastıyla alıp satmak ki, borsadaki alışverişler daha çok bu ikinci kasta müteveccihtir. Bu mantıkta borsaya yatırım yapmak bütün olarak değilse de biraz kumara, piyangoya benziyor. Reel kıymetin üstünde ve dışında hisselerin pahalanıp ucuzlamasına neden oluyor. Ekonomiye ve istihdama ciddi bir katkısı olmaksızın paralar kazanılıyor yada kaybediliyor. İşte bu açıdan borsa konusu insanlar arasında “oynamak” olarakta konuşulur bu yönüyle masum bir ticaret olarak değerlendirmek çok güç.

İSLAM ALİMLERİNE GÖRE BORSA HARAM MIDIR?

“İslam Konferansı Teşkilatı”na bağlı “İslam Fıkıh Akademisi”nin teşebbüsüyle 1988 senesinde Rabat’ta bir araya gelen Borsa Semineri’nin netice deklarasyonunda ve ismi geçen yüksekokulun 1992 senesinde Cidde’de yapılan VII. Dönem Buluşma’sında pay tahvillerinin kâr ve zarara ortak etmesi nedeniyle, kaide olarak helal olduğu, fakat şer’i kararının bunu çıkaran firmanın ticari operasyon ve emellerinin hukuki oluşuyla yakından alakalı bulunduğu belirtilmiştir.

Hissesi alınan firmanın faiz, alkol yapımı, üretimi ve ticareti, karaborsacılık, şike, palavra ve kandırma gibi dinen haram yollarla fayda sağlaması hâlinde, hisse senetlerinin alınıp satılması ve bundan kazanç elde etmenin haram ve günaha iştirak etmek olduğundan caiz olmayacağı bildirilmiştir.

Burada şunu da söylemek gerekir ki, faaliyet alanı haram konular olan, dinen yasak hizmet ve mal imalinde bulunma olmamakla birlikte, bazı haram işlere taraf olması nedeniyle firmanın kazancına haram hasılat karışmış olması hallerinde ise, hisse sahiplerinin bu ölçüyü takribî olarak hesaplayıp kendisinin hayır ve hasenat maksadı ile olmaksızın ve toplum hakkı olduğu inancı ile hayır yolunda harcaması nasihat edilmiştir.

Günümüzde ortaya çıkan fıkhî sorunlardan olan borsa ve hisse senetleri hakkında bir kısım çağdaş din âlimleri caiz değil derken, bir kısmı ise caiz olduğu istikametinde görüş bildirmişlerdir. Ancak hisse senedi alınacak olan şirketin yazımızın başında yazdığımız gibi İslam’ın haram kıldığı alkol veya domuz eti gibi mamullerin üretimi ve satışı ile ilgilenmemelidir.

Borsa İstanbul’da hisse senedi alıp satmanın İslami kaidelere uygun olup olmadığına, aşağıdaki maddeleri inceleyerek kararı vereceğiz:

  1. Doğrudan faiz işlemleri yapan işletmelerin hisse senetlerini almak görüş birliği ile haramdır, asla alınmamalıdır. Bankalar, bankerlik ve tefecilik kuruluşları gibi şirketlerin hisseleri hiçbir zaman alınıp satılmamalı.
  2. Şer’an mütekavvim olmayan, başka bir deyişle alınıp satılması helal sayılmayan şeylerin üretim ve alım-satımıyla uğraşan işletmelerin hisse senedini almakta aynıdır; rakı, şarap, bira gibi haram olan şeylerin üretimini yapan şirketler gibi.
  3. Mütekavvim, başka bir deyişle alınıp satılması helal olan mal üretmekle birlikte, bizzat ortak olunan o malı faizli işlerler satan ve faiz nedeniyle elde ettiği kârı helal kârına karışan ve toplam kârının yarısı ve daha çoğunu faziden kazanan işletmelerin hisse senedini alıp satmak haramdır.
  4. Ortak olunan şey helal bir üretim olmakla birlikte, firmayı elinde bulunduran Müslümanlar başka haram işlerle de uğraşıyorlarsa, onlardan hisse senedi alarak suretiyle onları desteklemek “günahta yardımlaşma” anlamına gelir. Oysa bu Kuran-ı Kerim’de kesin olarak yasak edilmiştir.
  5. Yahudi ve Hristiyanların sahip olduğu firmalardan hisse senedi almak, başka hiç bir sakınca yoksa en azından mekruhtur. Fıkıh kitaplarımız okunduğunda; komünist, mason ve ateistlerin kontrolünde bulunan firmalardan hisse senedi almak caiz değildir neticesi çıkarılabilir.
  6. Satın alınan payın fabrikanın tümüne nisbeti, başka bir deyişle kaçta kaçından ibaret olduğunu öğrenmek gereklidir. Başka bir deyişle alınan ölçü bilinmez olmamalıdır.
  7. Mal olması gerekir. Anaparası olmayan vücuh-kredi firma gibi, bir müesesenin paylarını satın almak caiz değildir.
  8. Hakikatinde helâl olan fakat İslâm’a uygun olarak çalıştırılmayan bir şirketin hisse senetlerine sahip olan birisinden alacağını alabilmek için, o kişinin hisselerini almak caizdir. Şu var ki, bu payları bir an evvel elden çıkarıp satmak gerekir. Ve bu arada payına bir kâr düşerse, onu kamu maslahatına veya yoksullara bağışlaması uygun olacaktır.
  9. Yönetimine Müslüman kimselerin sahip olduğu, haram işlerle meşgul olmayan, daha  şeffaf olup satıma konu olan işletme varlığını dolayısı ile satılan hisseye düşen payı sarihçe bildiren, hisseleri isme muharrer olup, ortaklıktan ayrılmak isteyenlere bu imkânı sağlayan firmaların hisse senetlerini almak ittifakla caizdir.

KATILIM BANKACILIĞINDA HİSSE SENETLERİ

Bir diğer husus ise hisse senetlerinin nereden ne şekilde alınacağı gibidir. Hisse senedi alırken nasıl faizli iş yapan şirketler ve bankaların hisse senetlerini almak haramsa, helal olan bir şirketin hissesini faizli bir banka aracılığı ile almakta doğru değildir. Yukarı da verdiğimiz örnekle olduğu gibi ”günahta yardımlaşma” anlamına gelebilir.

Bu sebep ile alımı ve satımı helal olan şirket hisselerine Katılım Bankalarını aracılık ettirmeliyiz, faizli bankalarda borsa da işlem gören tüm hisseler alınıp satılabilirken Katılım Bankalarında sadece helal olarak işlem yapan hisseler satılmaktadır. Borsa Haram Mı

Katılım Bankalarında Hisse Senetleri seçimi, Katılım Bankacılığı prensipleri doğrultusunda oluşturulmuş Katılım Endeksi Kuralları esas alınarak yapılır. Borsa Haram Mı

Borsa İstanbul’da (BIST) işlem gören pay tahvillerinin Katılım Endeksi kriterlerine uyup uymadığının denetimi firmaların 6 aylık ve 12 aylık bilanço dönemlerine göre senede 2 defa yapılır.

Yapılan bu denetim sonucunda 2 dönem üst üste katılım endeksi kriterlerine uymayan pay tahvillerinin yalnızca satışına izin verilecek; Katılım Endeksi kriterlerine uyum sağlayana kadar bu tür hisse senetlerinin alış yapılmaz.

 

DİĞER DİNİ KONULU YAZILARIMIZ İÇİN

https://www.adresvetelefon.com/category/dini-bilgiler/

Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Genellikle “vâiz” olarak tanıtılan merhûm Timurtaş Uçar Hoca Efendi, Diyanet İşleri Başkanlığında önemli kademelerde önemli görevler yapmış biri olmakla birlikte, çok büyük bir dâvâ adamıdır. Timurtaş Hoca Efendinin yaşamı boyunca yapmış olduğu sohbetleri vesilesiyle bir çok kişi tövbe etmiş, namaza başlamış, tesettüre girmiş ve sünnet-i seniyyeye uygun bir yaşam yaşamanın gereğini fark ederek hayatını bunlara göre düzenlemiştir. Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Doğumu, Ailesi, Yetişmesi ve Hayatı ( Timurtaş Hoca Kimdir )

Timurtaş Uçar Hoca Efendi 1944 yılında Elazığ’ın Sivrice ilçesine bağlı Uslu köyünde doğmuştur. Babası, İstanbul’da, Devlet Demiryolları kurumunda görevli memur olduğundan kendisi de babası ile birlikte İstanbul’a gelerek ilkokul ve ortaokul eğitimini burda tamamlayıp İmam Hatip Lisesinde öğrenim görmüştür. İmam Hatip Lisesinde, Ömer Nasuhi Bilmen, Ahmed Davudoğlu ve Mahir İz (Mevlâ Te‘âlâ hepsine rahmet eylesin) gibi hoca efendilerden ders alma imkânına sahip bulur. Liseyi iyi bir dereceyle bitiren hoca efendi, muhtelif okulları kazandıysa da Yüksek İslâm Enstitüsünü tercih eder. Öğrencilik döneminde yaptığı vaazlar çok kişiye tesir etmiş ve dikkat çekmiştir.

Yüksek İslâm Enstitüsünden mezun olduktan sonra Yedek Subay olarak askerlik vazifesini îfâ eder ve dönüşünün ardından otuz bir yıl hizmet edeceği Diyanet İşleri Başkanlığında göreve başlar. Sırasıyla Malatya vaizliği, Muş Müftü Vekilliği gibi çeşitli görevlerde bulunur. Daha sonra 1976 yılında İstanbul da Müftü Baş muavinliği ve Merkez Vaizliği görevlerini yapar.

Çocuklarının eğitimine değer veren Uçar, 4 çocuğunu da okuttu. Özel Fatih Koleji’nden mezun olan oğullarından Yusuf, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni, Bekir Yunus İÜ İletisim Fakültesi’ni bitirdi. Kızı Fatih Üniversitesi’nde, küçük oğlu Enes Emre 13 yaşında Ankara’da geçirdiği trafik kazasında, yengesi ile beraber hayatını kaybetmiştir. Kozlu Mezarlığı’nda babasının yanına defnedildi. Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Timurtaş Hoca Nereli ?

Timurtaş Uçar Hoca Efendi 1944 yılında Elazığ’ın Sivrice ilçesine bağlı Uslu köyünde doğmuştur.

Kürsülerin Korkusuz ve Gür Sesi ( Timurtaş Hoca Kimdir )

Türkiye, karışıklıkların ve ayaklanmaların yaşandığı zor bir dönemden geçmektedir. Hem toplumun şuurlanması konusunda hem de iç karışıklıkların önlenmesi konusunda Timurtaş Uçar Hoca Efendi büyük çabalar sarf etmektedir. Şehzadebaşı Camii ve Eminönü Yeni Camii’ndeki vaazları büyük ilgi görmüştür. 1979 yılına kadar yaptığı sohbet ve vaazlar 1980 ihtilali ile vaizlikten alınıp imam hatipliğe atanması ile sonlanmıştır. En büyük camilerden olan bu camiler, hoca efendinin sohbetlerinde dolup taşar, büyük kalabalıkların yoğun teveccühüyle karşılaşır. Etki çevresi bir hayli genişleyen hoca efendi 1980 darbesi neticesinde bir zaman tutuklu kaldıktan sonra Beykoz’un Çavuşbaşı köyüne imam hatip olarak atanır. Mücadele adamı kimliğinin lüzumu olarak köşesine çekilmek yerine, mücadelesine devam eder.

Timurtaş Hocadan Hatıralar

Yaşça Timurtaş hoca efendinin kürsülerden vaaz ettiği döneme yetişenlerin hatıralarında, Timurtaş Uçar Hoca Efendinin hatıraları vardır. Dertli, dönemin koşulları nedeniyle duyduğu üzüntüye karşın ümidini ve azmini hiçbir zaman kaybetmedi.

Sözünü esirgemeyen bir mücahid, zikri ve şükrü dilinden düşürmeyen, maruz kaldığı soruşturmalara, kovuşturmalara, tutuklamalara, hapisliğe hatta işkencelere rağmen sabırlıydı. Açılmış olan yüzlerce hukukî davadan beraat eden Timurtaş hoca efendi, henüz küçük yaşlarında, öğrenciyken başladığı sohbetlerini vefâtına dek sürdürdü. Kasetleri ve sohbet kayıtlarıyla, vefâtından sonra da fazlaca dinlendi ve hâlâ da dinlenilmektedir. 

Timurtaş Hoca Oğlu Kimdir?

Merhum Timurtaş hocanın 3 oğlu vardır. Bekir Yunus Uçar, Yusuf Uçar ve Enes Emre Uçar dır. 

Bekir Yunus Uçar milli piyango genel müdürü olarak atanmıştır. 1973 yılında Elazığ’da doğmuştur.

Emeklilik Dönemi 

Merhûm Timurtaş Uçar Hoca Efendi, bütün durdurulma çabalarına rağmen azminden, mücadelesinden, hakkı haykırmaktan bir dakika olsun geri durmadı ve bu tavrı nedeniyle bir çok kez mecburi görev değişikliklerine yani sürgüne maruz kaldı. Ümraniye Müftülüğüne bağlı İMES Sanayi Camii’nden 26 Şubat 1999’da emekliye olan hoca efendi, vaazlarına emekli olduktan sonra da yurt içerisinde ve yurtdışında devam etti. Timurtaş Hoca Kimdir ve Hayatı Hakkında Bilgiler

Günlerden 20.01.2000 tarihini gösteriyordu takvimler. Çok güzel şiir okuyan ve sohbetlerini, âyet-i kerîme, hadîs-i şerîfler, ulemadan ve sülehadan nakillerle birlikte şiirlerle süsleyen hoca efendinin sevenlerine vasiyeti ve son selâmı da şiirle oldu. Kalemi elindeydi, önünde boş bir kâğıt… Son ifadelerini yazacak, yazdıktan hemen sonra ani bir biçimde rahatsızlanacak ve bu rahatsızlığı vefâtıyla sonuçlanacaktı. Elinde bulunan kalemden şu satırlar döküldü:

Okudum, okuduğumu yol yol dokudum,

Gördüm, gördüğümü lif lif ördüm,

Duydum, duyduğumun en güzeline uydum,

Sonra demet demet topladım; yazdım, yazdım,

Okuyana, anlayana, duyana, uyana bin selâm…

Vefatı ve Cenazesi

Aniden rahatsızlandı. Kalp krizi geçiriyordu. İlk müdahale, yanında bulunanlar tarafından yapıldı ve derhâl hastaneye götürüldü. Kürsülerin gür sesli cesur vâizi, yapılan bütün müdahalelere ve çabalara rağmen Cenâb-ı Hakk’ın (Celle Celâluhû) rahmetine kavuştu. 56 yaşında, solunum yetmezliği sebebiyle vefât etti. 

Aynı değerlere bağlı, aynı hassasiyetlere sahip dava adamları olarak Mahmud Efendi Hazretleri ile Timurtaş Uçar Hoca Efendi’nin arasında çok büyük bir dostluk söz konusuydu. Timurtaş Uçar Hoca Efendi, Mahmud Efendi Hazretlerini sık sık ziyaret ederdi. Cenâze namazını, oldukça muhabbet duyduğu Mahmud Efendi Hazretlerinin kıldırmasına yönelik vasiyette bulunmuştu.

Ender görülen bir kalabalık, Cuma namazı ve takiben kılınacak Cenâze namazı için Fatih Camii’nde toplanmıştı. 

Timurtaş Hoca Kabri – Mezarı Nerede ?

Merhum Timurtaş Uçar Hoca Efendi’nin cenâzesi, Mahmud Efendi Hazretlerinin kıldırdığı cenâze namazının ardından kaldırılarak Zeytinburnu ilçesindeki Eski Kozlu kabristanında defnedildi. Mevlâ Te‘âlâ rahmet eylesin, günahlarını affetsin.

Timurtas Hoca Sözleri

  • Kendi silahını üretmeyen müslüman ülkeler, gavurların çizmeleri altında ezilmeye mahkumdur.
  • Benim ecdadım, benim ceddim Kuran ile 3 kıtaya hakimdi. Kuran’sız nesil şimdi 3 tane serseriye hakim olamıyor.
  • Allah yaratsın ama hükümleri biz koyalım öyle mi? Vallahi Ebu Cehil de öyle diyordu.

Cuma Namazı Kaç Rekat, Cuma Namazı Kılınışı, Cuma Namazı Tarifi

Cuma namazı kılınışı, hangi dualar ve sureler okunur? Cuma namazı kaç rekat? İşte bütün detaylar!

Müslümanlar için bayram olan ve en hayırlı gün olan bir Cuma gününün daha huzuru, bereketi paylaşılırken mutluluğu da yaşanıyor. Her hafta bu mübarek günün sevincini tekrar tekrar yaşayan İslam dünyası, bu Cuma gününü de aynı şekilde geçirecek. Öğle ezanının okunması ile beraber cuma namazını kılmak isteyen Müslümanlar tarafından doldurulacak ve dualar edilecek. İşte burada ise, ‘Cuma namazı cuma namazı kılınışı ve cuma namazı kaç rekat‘ sorusu yanıtı en çok merak edilenler arasında yer alıyor. Sizler için hazırladığımız yazımız cuma namazının nasıl kılındığını ve kaç rekat olduğu bilgisini sizlerle paylaşacağız. İşte, Diyanet İşleri Başkanlığı bilgileri ile adım adım cuma namazı kılınışı

Müslümanlar Cuma gününün mutluluğunu daha yaşarken, diğer Müslüman kardeşleri ile de aynı sevinç ve huzuru paylaşıyorlar. Her Cuma günü olduğu gibi yine bugün de öğle ezanı ile beraber Mübarek Cuma namazı için camiler dolacak ve gönüller Allah’a yönelecek. Bu özel günde ibadet görevini yerine getirmek isteyen müslümanlar ise ‘ cuma namazı kılınışı ve kaç rekattır?’ sorusunun yanıtını arıyorlar. Sizler için özenle hazırladığımız yazımız devamında, Diyanet‘in bilgileri ile adım adım Cuma namazı nasıl kılınır bilgisine ulaşabilirsiniz.

 

CUMA NAMAZI KILINIŞI, CUMA NAMAZI NASIL KILINIR? CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?

Cuma namazının başlangıcında 4 rekat ilk sünnet kılınır, ardından 2 rekat farz ve son olarak 4 rekat son sünnet kılınır. Cuma Namazı toplamda 10 rekattır.

Cuma namazı Camide öğle namazı vaktinde cemaatle kılınması farzdır.

 

İLK SÜNNET KILINIŞI

Namaza başlarken niyet etmemiz gerekmektedir.

  • İlk Sünnet İçin “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının ilk sünnetini kılmaya.’’ diye niyet ederiz. Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek Tekbir getiririz ve namaza başlarız.
  • Tekbirden sonra elleri göbeğimizin üzereine bağlarız ve sessizce Sübhaneke duasını okuruz. Sübhaneke’den sonra Fatiha Suresi ve Bir zammı sure okuruz ( Zammı Sureler Aşağıda Yazılmıştır ) “Allahu Ekber” diyerek rükuya eğiliriz. Rüku’da 3 kere “Sübhane Rabbiye’l-Azim” der ve kıyama doğruluruz. Doğrulurken “Semi Allahu li-men hamideh”, tam doğrulunca ise “Rabbena leke’l hamd” deriz.
  • Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘ala” deriz. “Allahu Ekber” diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar “Allahu Ekber” dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘la” deriz “Allahu Ekber” diyerek secdeden kıyama ( ayağa ) kalkarız ve ikinci rekata başlarız. Ayağa kalktıktan sonra ellerimizi bağlarız
  • Fatiha Suresi ve Bir zammı sure okuruz “Allahu Ekber” diyerek rükuya eğiliriz. Rüku’da 3 kere “Sübhane Rabbiye’l-Azim” der ve kıyama doğruluruz. Doğrulurken  “Semi Allahu li-men hamideh”, tam doğrulunca ise “Rabbena leke’l hamd” deriz. Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘ala” deriz. “Allahu Ekber” diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar “Allahu Ekber” dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘la” deriz “Allahu Ekber” diyerek dizlerimizin üstüne otururuz ve Ettehiyyatü Duasını okuruz, daha sonra “Allahu Ekber” diyerek tahhiyattan kıyama ( ayağa ) kalkarız ve üçüncü rekata başlarız.
  • Üçüncü ve Dördüncü rekatı da ikinci rekat gibi kılıyoruz, dördüncü rekatın sonunda da Allahumme Salli, Allahumme Barik ve Rabbena duaları okunarak önce sağa selam sonra sola esselamü aleyküm ve rahmetullah denilerek selam verilir ve cuma namazının ilk sünneti kılınmış olur.

 

CUMA NAMAZI FARZININ KILINIŞI

Namaza başlarken niyet etmemiz gerekmektedir.

 

  • Cuma namazı farzı için “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya uydum hazır olan imama.’’ diye niyet ederiz. Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek Tekbir getiririz ve namaza başlarız.
  • Tekbirden sonra elleri göbek hizasına bağlarız ve sessizce Sübhaneke duasını okuruz. Sübhaneke’den sonra bir şey okumayız ve imama uyarak namaza devam ederiz.
  • İmam sureleri bitirdikten sonra “Allahu Ekber” diyerek rükuya eğiliriz. Rüku’da 3 kere “Sübhane Rabbiye’l-Azim” der ve doğruluruz. Doğrulurken “Semi Allahu li-men hamideh”, tam doğrulunca ise “Rabbena leke’l hamd” deriz.
  • Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘ala” deriz. “Allahu Ekber” diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar “Allahu Ekber” dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘la” deriz.
  • “Allahu Ekber” diyerek secdeden kıyama yani ayağa kalkarız ve ikinci rekata başlarız. Ayağa kalktıktan sonra ellerimizi tekrar göbek hizamıza bağlarız ve hiçbir şey okumadan imamı dinleriz.
  • İmam sureleri bitirdikten sonra “Allahu Ekber” diyerek rükûya eğiliriz. Rüku’da 3 kere “Sübhane Rabbiye’l-Azim” der ve doğruluruz. Doğrulurken “Semi Allahu li-men hamideh”, tam doğrulunca ise “Rabbena leke’l hamd” deriz.
  • Daha sonra “Allahu Ekber” diyerek secdeye gideriz. Secdede 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘ala” deriz. “Allahu Ekber” diyerek dizlerimizin üzerinde otururuz. Tekrar “Allahu Ekber” dedikten sonra yine secdeye gideriz ve 3 kere “Sübhane rabbiyel-a ‘la” deriz.
  • Secdeden kalkarken “Allahu Ekber” diyerek Tahiyyata otururuz ve Ettehiyyatü, Allahumme Salli, Allahumme Barik ve Rabbena dualarını okuruz. Dualar bittikten sonra imamla birlikte önce yüzümüzü sağa çevirir “Es selamu aleyküm ve rahmet’ullah” der selam veririz. Aynı şekilde sola da selam verdikten sonra Cuma namazının farzı kılmış oluruz.
ZAMMI SURELER
  1. Fil Suresi
  2. Kureyş Suresi
  3. Maun Suresi
  4. Kevser Suresi
  5. Kafirun Suresi
  6. Nasr Suresi
  7. Tebbet Suresi
  8. İhlas Suresi
  9. Felak Suresi
  10. Nas Suresi

İstihare Nedir? İstihareye Yatmak, İstihare Duası, İstihare Namazı…

Değerli okurlarımız sizler için istihare konusu hakkında detaylı bilgi vereceğiz. İstihare Nedir? İstihareye Nasıl Yatılır, İstihare Duası Nedir, İstihare Namazı Nedir sorularının cevaplarını sizler için cevaplayacağız.

Öncelikle İslam dini istihareden önce istişareyi yani bir büyüğe yada bir bilene danışmayı, fikir alışverişinde bulunmayı tavsiye ediyor, eğer karar veremez ise kişi istihareye başvurabilir.

İstihare Nedir?

İnsanlar ömürlerinde bazı kritik kararlar alır ve bu kararlar o kişiler için dönüm noktası olabilir. Evlilik ve ticaret gibi insanların hayatında büyük önem arz eden olaylar hakkında karar vermeden önce insanlar bu işin kendi haklarında hayırlı olup olmayacağı konusunda şüphesini gidermek amacıyla istihareye başvurabilir. Böyle bir durumda kişi ilgili konu hakkında meşruluk ve helallik konusu hakkında araştırma yapmalıdır, eğer bu konu bir Müslüman için helalse karar verme aşamasına devam edebilir. Kişi karar verme aşamasında tek başına işin içinden çıkamıyorsa etrafında tanıdığı bildiği, tecrübesine güvendiği birisine danışarak ve istişare etmelidir.

Müslüman kişinin bir meseleyi istişare etmesi, oturup konuşması, etrafına danışması mü’min kişinin vasıflarındandır. Kur’ân-ı Kerim’ de buyurulduğu gibi “Onların işleri aralarında müşavere iledir” (Şûra Sûresi, 38.Ayet ) İstişare ederken fikrine güvendiğiniz, inancını bildiğiniz kişileri seçmelisiniz, yabancı tanımadığınız kişilerle istişare yapmak çok uygun değildir.

Âl-i İmrân Sûresi, 118. Ayette şöyle buyrulmuştur;

“Ey iman edenler! Sizden olmayan kimseleri içli dışlı dost edinip sırlarınıza ortak etmeyin. Onlar sizi zarara sokmakta kusur etmezler. Size sıkıntı verecek şeylerden hoşlanırlar. Size düşmanlıkları sözlerinden belli olmuştur; açığa vurmayıp da kalblerinden gizledikleri düşmanlık ise daha büyüktür. Biz size dostunuzu ve düşmanınızı böylece gösterip âyetlerimizi açıkladık—eğer akıl ederseniz.”

Yukarıda gördüğünüz üzere Kuran-ı Kerim’in de bizlere tavsiye ettiği gibi şahsi meselelerimizi samimiyetimizin, güvenimizin olmadığı her önümüze gelen kişiye açmamalı ve onlardan yardım istememeliyiz. Güvenmediğimiz bir kişinin fikrini almaktansa kendi fikrimiz daha güvenilirdir.

Müslüman kişi her zaman ihtiyatlı yani tedbirli olmalı iyice ölçüp tartmadan bir işe girmemelidir, örneğin kişi gözünü karartıp çok fazla hesap yapmadan ticaret hayatına atılır ise yarın öbür gün işlerinin hayal ettiği gibi olmadığını fark eder

Aynı şekilde yine evlilik konusunda iyi düşüp, istişare etmeyen kişi daha sonra büyük pişmanlıklar yaşayabilir. Evlilik aceleye gelmeyen her yönüyle düşünmek gereken sadece sevgi ve aşk ile olmayan işin içine birazda mantığın girmesi gereken bir müessesedir, bunun için istişareyi her zaman kendimize rehber edinmemiz gerekli sonrasında ise istihare yapabiliriz.

Müslüman toplumlar için ümmetine bütün hayatıyla örnek olan aziz, latif Peygamberimiz Hz. Muhammed ( S.A.V. ) ihtiyaç duyduğunda meselelerini yakınları, ailesi, sahabileriyle konuşur, fikir alışverişi yapar istişare ederdi, bu değerlendirmelerden sonra konu hakkında karar varırdı. Halbuki kendisi bir peygamber olarak vahye mazhar bir insandı bütün beşerlerden daha üstün, zeki, akıllıydı ama buna rağmen yine de bizlere örnek olarak istişareden vazgeçmedi, ümmetine de her zaman istişare yapması konusunda tembih ederdi, istişare edenin hiçbir zaman pişman olmayacağını söylerdi.

“İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz, iktisada riayet eden maişetçe aile belâsını çok çekmez.”

Yukarıdaki hadis-i şeriften anladığımız üzere Peygamberimiz Hz. Muhammed(S.A.V.) de mümin kişinin şu üç temel esası asla terk etmemesini söylemiştir. Bu üç temel esas İstişare, istihare ve iktisat. Özellikle istişare ve iktisat bu esaslar arasında çok önemlidir. Hadis-i Şerifte buyurulan istihare kişinin gerekli istişareleri yaptıktan ve etrafına danıştıktan sonra kalbinde bir şüphe kaldıysa kişinin başvurabileceği istiharedir.

İstihare, sözlük anlamı ile Allah’tan hayır dilemek’’ anlamındadır. Yani yapılacak olan helal bir işin kişi açısından iyi mi ya da kötü mü olacağını Allah’tan dilemek ve istemektir. İstihareye yatmak Peygamber efendimizin sünnetlerindendir. Ashabına ve ümmetine tavsiye ettiği bir dua ve ibadettir. Peygamber efendimiz istiharenin nasıl yapılacağını, okunması gereken duayı bizlere öğretmiştir.

Câbir bin Abdullah İstiharenin önemini bildiren şu hadisi rivayet etmiştir.

“Resulullah (a.s.m.) bize Kur’ân’dan bir sûre öğretir gibi, büyük küçük ve işlerimizin hepsinde istihareyi öğretti ve şöyle buyurdu: ‘Sizden biriniz bir işe kalben azmettiği zaman, iki rekât namaz kılsın.’” ( Buharî, Küsuf: 75. )

İstihare Namazı Nasıl Kılınır?

İstihare namazı iki rekâttır. İmam Gazalî istihare namazının birinci rekâtında Fâtiha’dan sonra Kâfirun suresini, ikinci rekâtında da İhlas suresinin okunmasını tavsiye etmiştir.

Yani istihare namazını tarif edecek olursak; istihare namazına niyet edip tekbir alıp ellerimizi bağlayıp ilk rekâta başlıyoruz Subhaneke duası sonra Fatiha ve Kâfirun surelerini okuyup rükûya gidiyoruz, doğrulduktan sonra secdeye gidiyoruz, ikinci rekâta  kalktığımızda Fatiha ve İhlas surelerini okuyup rüku, secde ve selam yaparak namazımızı tamamlıyoruz.

İstihare Duası

Namazımızı tamamladıktan sonra Peygamber Efendimizden rivayet edilen şu duâ okunur:

“Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es’elüke min fadlike’l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta’lemu ve lâ a’lemu ve ente allâmu’l guyûb. Allâhümme inkünte ta’lemu enne hâza’l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri ve âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta’lemu enne hâza’l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ve âcili emri ve âcilihi f’asrifhu anni va’srifni anhu ve’kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi.” (Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III/344).

Anlamı: Allah’ım yapmayı düşündüğüm bu işin yapılmasında yada terk edilmesinden hangisi hakkımda daha hayırlı olduğunu bana ilminle kolaylaştır. Kudretinle senden güç istiyorum. Senin büyük fazlından ihsan buyurmanı dilerim. Şüphesiz senin her şeye gücün yeter; benim gücüm yetmez. Sen bilirsin, ben bilemem. Sen her şeyi çok iyi bilensin, Allah’ım. Eğer bu işi dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için hayırlı olduğunu bilirsen o işi bana takdir et, kolaylaştır ve onu bana mübarek kıl. Eğer bu işi; dinim, yaşayışım ve işimin sonucu veya dünya veya ahiretimin sonucu bakımından benim için şer olarak bilirsen, onu benden, beni de ondan uzak eyle. Nerede olursa olsun benim için hayır olanı takdir et. Sonra da beni bu hayırla hoşnut buyur.

Dua okunurken, “bu iş” şeklinde yazdığımız yerlerde yapılması istenen işi söyleyebilirsiniz. Duanın Türkçesini okuyabileceğiniz gibi, Arapça aslını okumak daha faziletlidir. Duânın aslı, verdiğimiz bu kaynaklarda olduğu gibi, ilmihal kitaplarında da mevcuttur. Duanın Arapçasını okuduktan sonra bütün kalbinizle Allah’tan hayırlısı isteyerek tekrarlayabilirsiniz.

İstihare namazından sonra kişinin kalbinde bir rahatlama ve gönül yatışması olmamışsa istihare tekrar edilebilir, bu da sünnettir. Bu mesele ile alâkalı olarak Enes bin Mâlik’in (r.a.) rivayet ettiği bir hadiste Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Ey Enes, bir işi yapmayı niyet ettiğin zaman o iş hakkında yeniden yedi defa istihare et. Sonra kalbinden geçen temayüle bak. Çünkü hayır kalbinde doğan mânâdadır.” (Tecrid Tercemesi, 4:143. )

İş acele olan ve tekrar istihare yapmak için vakti olmayan kişi şu duayı eder:
“Allah’ım, hakkımda hayırlı olan ne ise onu nasip et. Beni kendi halime bırakma.”

İbni Abidin, istihareye yatan kişinin dilediği şeyin yada işin uygun, hayırlı olup olmadığına işaret olarak şunları söylemiştir;

“Yatmadan önce istihare duası okunur ve abdest alınarak kıbleye yönelerek sağ tarafımıza yatılır. Rüyada beyaz yada yeşil görülürse o işin hayırlı olduğuna, siyah ve kırmızı görülürse de şer olduğuna işaret eder. Şerli olandan kaçınmak icap eder.”

Bütün bunlarla birlikte istihare, zor durumlarda mü’minler için ruhî ve mânevî bir kuvvettir. Bir işte tereddütte kalan bir mü’min iki rekât namaz kılarak Cenab-ı Hakka yönelir. Teşebbüs edeceği iş, evlilik, dini, dünyası ve ahireti için hayırlıysa, gönlünde bu işe karşı ferahlık uyandırmasını, vücudunda bu işi yapabilmeye kudret ve kuvvet yaratmasını; şayet bu iş dini, dünyası ve ahireti için hayırlı değilse, gönlündeki meyli yok etmesini Allah’tan niyaz eder. İçinde de bir hafiflik duyar. İstihare ettiği şey hakkında kendisi için hayrın görüleceğine kalben emin olur. Neticesine de razı olunur.

Kamet Ne Demek? | Kamet Nasıl Getirilir? | Kamet Nedir?

Kamet Ne Demek? | Kamet Nasıl Getirilir? | Kamet Nedir?

 

Kamet Ne Demek? | Kamet Nasıl Getirilir? | Kamet Nedir? Kamet Ezana Göre nasıl okunur? Arapça yazılışı nasıldır? Sorularını sizler için yazılı ve videolu olarak bir araya getirdik.

 

Kamet, farz namazlara başlamadan önce okunur ve kamet getirmek peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)  sünnetidir.

KAMET NEDİR, NASIL OKUNUR?

Kamet, farz namazlara başlamadan önce okunur, namazın başladığını cemaate bildirir  ve ezan ile sözleri birbirine çok benzerdir. Cemaatle kılınan yada tek olarak kılınan fark farz namazlarda sadece erkeklerin okuduğu sözlerdir, kamet getirmek sünnettir. Kazaya kalmış namazlarını tamamlayacak olarak erkekler yine her vakit için ayrı ayrı kamet getirmelidir, bu da sünnettir. Kamet okumak namazın içindeki sünnetlerden değildir, yerine getirilmediği taktirde namaza herhangi bir zararı olmaz sadece sevabından istifade edememiş oluruz.

 

KAMET İLE EZAN ARASINDAKİ FARK

Kamet ezana göre daha hızlı okunmaktadır. Namaz ezanı okunduktan sonra arada sünnet namaz yok ise örneğin akşam namazında olduğu gibi en az bir fatiha okuyacak kadar beklemek uygun olur. Merkez camiilerde genelde akşam namazında birkaç dakika beklenmektedir, abdest alanların ve namaza yetişmeye çalışanların namaza geç kalmamaları için.

Kamet okunurken ezandan farklı olarak “Hayye ale’l-felâh” ifadesinden sonra “ Kad Kâmeti’s Salâh ” denmektedir, yani ‘’ Namaz Başladı ‘’

KAMET ARAPÇA YAZILIŞI

اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ – اَشْهَدُ اَنْ لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ
اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ – اَشْهَدُ اَنَّ مُحَمّدًا رَسُولُ اللهِ
حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ – حَىَّ عَلَى الصَّلَاةِ
حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ – حَىَّ عَلَى الْفَلَاحِ
قَدْ قاَمَتِ الصَّلاَةُ – قَدْ قاَمَتِ الصَّلاَةُ
اَللَهُ اَكْبَرُ- اَللَهُ اَكْبَرُ
لَا اِلَاهَ اِلَّا اللهُ

KAMET TÜRKÇE YAZILIŞI VE ANLAMI
  • “Allâh-ü Ekber” ( Allah en büyüktür ) ( 4 tekrar )
  • “Eşhedü en lâ ilâhe İllallah” ( Şahitlik ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur ) ( 2 tekrar )
  • “Eşhedü enne Muhammeden Rasûlullah” ( Şahitlik ederim ki Muhammed Allah’ın elçisidir ) (2 tekrar )
  • “Hayye ale’s-salâh” ( Haydi namaza ) ( 2 tekrar )
  • “Hayye ale’l-felâh” ( Haydi kurtuluşa ) ( 2 tekrar )
  • “Kad Kâmeti’s Salâh” ( Namaz başladı ) ( 2 tekrar )
  • “Allâh-ü Ekber” ( Allah en büyüktür ) ( 2 tekrar )
  • “Lâ ilâhe İllallah” ( Allah’tan başka ilâh yoktur ) ( 1 tekrar )

 

 

Deizm Nedir? | Deist Nedir?

Deizm Nedir? Deist Nedir?

Deizm nedir sorusu son zamanlarda insanlar arasında çokça duyulan ve bazı kişiler tarafından dini inanç olarak kabul edilmektedir. Deizm inancının tam olarak ne olduğunu, hangi esaslar üzerinde kabul edildiğini, ve deizmi kabul edenlere ne isim verilir?

deizm nedir

Deizm veya Türkçe adı ile yaradancılık, insanın kendi kendine  akıl yoluyla ve düşünerek tanrıya ve dinsel bilgilere ulaşabileceğini varsaymaktadır. Bunu yapabilmek için doğaya ve dünyaya bakarak mantık yürütme işlemi ile bu bilgilere ulaşabileceğini düşünmektedir.

Deizm ayrıca bir tanrının olduğunu kabul etmekte ama hiçbir dine inanmayan bir görüşe sahiptir. Aslına bakarsanız çok fazla mantığa yatan bir görüş değildir. Sanki Tanrı bütün dünyayı, insanları, evreni yaratmış ama kendisi hakkında en ufak bir bilgi vermiyor, bir haberci göndermiyor.

Deizm, bir kutsal kitaba da inanmaz, bir peygambere de inanmaz.

Bu tutarsız inanca yaklaştığını fark ettiğiniz kişilere bazı tavsiye ve uyarılarda bulunabilirsiniz. Doğa bize tanrının birçok üstün özelliği hakkında ipuçları verse de bize peygamberleri aracılığı ile ulaşmasa ve ver bir kutsal kitap göndermese biz onun hakkında yeteri kadar bilgiye sahip olamayız.

 

Deizm Latince’de “Tanrı” manasına gelen deus kelimesinden türetilmiş olup Grekçe dilinde yine “Tanrı” anlamındaki theostan gelen teizm terimiyle aynı sözlük manasına sahiptir. Ancak XVI. Yüzyıldan itibaren hristiyan aleminde başlayan felsefî ve teolojik tartışmalarla beraber teizm terimi Ortodoks inançları savunan kesim için, deizm ise alışılmış inançlardan sapan düşünürler için kullanılmaya başlanmıştır. Deizm kelimesinin ilk kullanılışlarından birine, Calvinci bir ilâhiyatçı olan Pierre Viret’nin Instruction chrestienne (Cenova 1564) adlı eserinde rastlanmaktadır.

Sert reddiyelerle geçmişte ateizm ile özdeşleştirilen deizmin günümüzde kazandığı anlamı ile tarifi, Dryden’in 1682 tarihli Religio Laici adlı şiirine yazdığı sunuş ile Samuel Johnson’un 1755’te neşrettiği Dictionary’de görülmektedir. Bu metinlerde deizmin, herhangi bir vahyedilmiş dine bağlı olmaksızın Tanrı’nın varlığını kabul etmek, bununla birlikte O’nun ilim ve irade gibi sıfatlarını reddetmek, böyle bir varlığın âlemde tesirleri gözlenen veya tezahür eden hikmet ve inâyetinin bulunmadığına inanmak, âhireti inkâr, hususi bir dine ait -Tanrı’nın varlığı dışındaki- bütün itikad esaslarını reddetmek anlamına geldiği belirtilmiştir.

Deizmin Avrupa kıtasında oldukça yaygın olduğu ülke İngiltere idi. İngiliz deizminin babası olarak kabul gören Cherburyli Lord Herbert (ö. 1648), Tanrı’ya ve âhiret hayatına inanmakla beraber kutsal metinlerin doğruluğu konusunda ciddi kuşkular beslemiş, din adamlığı kurumunu şiddetle eleştirmiş, ayrıca evrensel gerçekleri kavramaya aklın yeteceğini savunmuştur.

 

Oruçluyken Vücutta Yaşanan Değişimler Nelerdir ?

Oruçluyken Vücutta Yaşanan Değişimler Nelerdir ?

Oruç insanı fiziki, ruhsal olarak pozitif etkilemektedir, ayrıca manevi olarak rahatlatmaktadır.

Dünyanın değişik yerlerinde milyarlarca Müslümanın her yıl oruç tuttuğu 11 ayın sultanı Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz. Türkiye’de iftarı en erken Hakkari’de 19:01 de yapacak, en geç ise Edirne saat 20:19 da açacak.

Yapılan araştırmalara göre insan vücudu oruçlu olduğunu son öğünden sekiz saat sonra anlayabiliyor. Vücut bu farkındalıktan sonra ihtiyacı olarak enerjiyi kaslarda ve karaciğerdeki glikozdan karşılıyor. Kaslarda ve karaciğerdeki glikozun tükenmesinden sonraki enerji kaynağımız ise yağlarımız.

ORUÇLUYKEN SIRA SIRA VÜCUTTA YAŞANAN DEĞİŞİMLER

Yağların yakılması kolesterolümüzün düşmesine ve dengelenmesine, kilo vermemize ve diyabet riskinin azalmasına yardımcı olmaktadır. Diğer taraftan kan şekeri seviyesinin düşmesiyle bazı halsizlik, kırgınlık halleri gözlenmektedir, bu belirtilerin en şiddetlisi zaman zaman baş ağrısı, ağız kokusu, mide bulantısına sebep olabilmektedir.

3. GÜN VE 7. GÜNLER ARASINDA BOL SU İÇMEYE DİKKAT EDİLMELİ

3. gün ve 7. Günler arasında vücudumuz oruç tutmaya yeni yeni alışmaktadır. Yağlarımız yakılıyor kan şekerine dönüştürülüyor. Sahur da ve iftar da bol su tükettiğimiz için terleme ile vücudumuzda sıvı kaybı yaşanmaktadır.

İftar ile sahur arasında yarım su bardağı ile 15-20 dakika da bir yavaş yavaş su içmemiz adeta bir damla sulama etkisi yapacak içtiğimiz su bütün hücrelerimize ulaşarak yaşanan sıvı kaybını en aza indirmeye yardımcı olacaktır.

İftarda ve sahurda  karbonhidrat ve yağları gerekli düzeyde almalıyız, enerji üretimi için bunu yapmamız gereklidir. Dengeli bir beslenme ile gerekli su ihtiyacı, tuz, protein  gibi temel besinleri almamız çok önemlidir.

8. GÜN VE 15. GÜN ARASINDA VÜCUDUMUZ ORUCA ALIŞIYOR

Vücudumuz artık üçüncü aşamaya geçti, tamamen oruca alışmış bir vücudumuz var diyebiliriz, ramazan ayının bundan sonraki bölümleri hepimiz için daha kolay olacaktır.

İngiltere Cambridge Üniversite Hastanesi Anestezi ve Yoğun Bakım Danışmanı Dr. Razeen Mahroof, 8. Ve 15. Günler arasında vücudumuzda oluşan olumlu etkilerle alakalı şunları söylemekte.

“Gündelik yaşantımızda çok daha fazla kalorili gıdalar tüketiyoruz, bu kaloriler vücudumuzdaki  hastalıklarla mücadele etmek gibi önemli görevleri yerine getirmemize engel oluyor” diyen Dr. Razeen Mahroof, sözlerine şöyle devam etmektedir;

“Oruç tutarken yaşadığımız açlık ile daha önce aldığımız fazla kaloriler Ramazan ayında yeniden dengeleniyor. Vücudumuz tekrar daha önemli işlevlerine yöneliyor, mikroplar, enfeksiyonlar ve bakterilerle savaşması ve hastalıklardan kurtulması da kolaylaşıyor.”

16. GÜN VE 30. GÜNLER ARASI DETOKS

Ramazan ayının 15. Gününden sonra organlarımız toksinlerden arınmaya ve temizlenmeye başlamaktadır. Toksinlerden arınan böbrek, kalın bağırsak, karaciğerimiz daha sağlıklı hale gelmektedir. Ramazanın 15. Gününden sonra organlarımızın tam kapasite ile çalıştığını söyleten Dr. Razeen Mahroof sözlerine şu şekilde devam ediyor.

Beyin, hafıza, konsantrasyonumuz güçlenirken, zindelik ve enerjimizin arttığını söylemekte.

Oruç şafak vaktinden gün batımına kadar olan sürede tutulmaktadır, bu süre haricinde vücudumuzun ihtiyacı olan sıvıları ve gıdaları alabilmekteyiz. Oruç tutmak kaslarımızı korurken kişilerin kilo vermesine yardımcı olmaktadır. Vücudumuz sadece çok uzun günler aç kaldığı zaman kaslarımızdaki enerji ve proteini kullanmaya başlar oruç tutma süreleri o kadar uzun değildir.